28 Temmuz 2012 Cumartesi

Epiphanny Prince



2010 WNBA draftında 4. sıradan seçilerek lige adımını attı.2010-11 TKBL sezonunu Botaşspor’da geçirdi, önümüzdeki sezon için de Galatasaray Medical Park'la anlaştı.Taurasi kadar sansasyonel bir transfer olmadı, zaten değil ancak yeteneği yadsınamaz bir gerçek.Genç olmanın verdiği defoluru da var.Biraz tanıyalım Epiphanny Prince'i.

11 Ocak 1988'de dünyaya geldi Epiphanny Prince.Kolej kariyerini Rutgers Universitesinde geçirdi.Kolej kariyerinde destansı bir başarısı da var.Onun da forma giydiği maçta Rutgers, Manhattan'ı 137-32 gibi ezici bir üstünlükle geçerken Prince bu maçta tamı tamına 113 sayı attı ve kolej basketbol tarihinde 1 maçta en fazla sayı atan oyuncu oldu.2004 yılında "The Daily News Yılın Oyuncusu"  "Öğrenci Sporu Yılın En İyi Sophomore'u" , 2006 yılında "USA TODAY Yılın En İyi 2. Beşi"ne ve 2006 yılında "Parade Magazine Yılın En İyi 5'i"ne seçilme gibi başarıları var kolej kariyeri boyunca.



2010 WNBA draftında Tina Charles 1. sıradan Connecticut yolunu tutarken o drafttan çıkan 2. en iyi oyuncuydu oldu.4. sıradan Chicago Sky yolunu tuttu ve Avrupa'da da takım arkadaşı olacağı Sylvia Fowles'la takım arkadaşı oldu.ilk yılında 9.8 sayı 2.7 ribaund 2 asist ve 1.6 top çalma ortalamaları tutturdu.Bu sezon ise sayı ortalaması 14'ü geçmiş durumda.Ayrıca ligin top çalma kralı ve öyle bitirecek gibi.

Ayrıca ABD doğumlu olmasına karşın Rusya'da geçen yılları sonucu Rusya pasaportu alarak Euroleague'de Galatasaray Medical Park'a büyük esneklik sağlıyor.

OYUN TARZI

Prince 1.75 boyunda ve 2 numara oynuyor.Oyun aklı halihazırda çok gelişmiş sayılmaz.Takımın 2. skor gücü olması ona hücumda fazlaca top kullanma yetkisi verse de verimlilik konusunda ciddi sıkıntıları var.Hücumda topu aldığında yüksek post'ta potayı tam cepheden gören kesimden şut denemek onun için bir tutku adeta.Bir şekilde oralara gelip atıyor şutunu ve bunu gereğinden fazla yapıyor.Topu elinde tutma süresini biraz daha indirmesi gerek.Kısa boyunun pozisyonları içeriden bitirmesini zorlaştırdığının farkındayım ancak birebirleri sürekli şutla bitirmeye çalışmak zarar veriyor takıma, zaman zaman içeriyi karıştırıp dışarıdaki takım arkadaşlarını besliyor, bunun sıklığını arttırmalı mesela.Sylvia Fowles’ı da gayet iyi besliyor, Sezar’ın hakkı Sezar’a.

Ancak Galatasaray formasını sırtına geçirdiğinde Diana Taurasi de o formayı giymiş olacak ve bu nedenle bu kadar top kullanma şansı olmayacak.Başka özelliklerini keskinleştirmesi gerek.

Top çalma ortalamasına baktığımızda ise top çalma ortalamasının 2.5 olması iyi bir savunmacı olduğunu düşünmemize neden olabilir ancak durum bu kadar parlak gelmiyor bana.Top çalmak için pozisyonundan feragat etme olayını fazlaca abarttığını söyleyebiliriz.Ağrı'dan Çanakkale'ye gidiyor top çalmak için.Bu amaç doğrultusunda ilk hedef uzunlar oluyor.Bir uzun post-up pozisyonunu aldığında arkadan gelip topu çalma çabasını görebiliyoruz defalarca ama bu yararlı olduğu kadar gereksiz zararlar da veriyor.Ancak top çalma konusunda usta tabi ki.Bir rakibinin sıkıştığını gördüğü anda o topu çalıyor diyebiliriz, rakibinin ikinci bir şansı çok yok.Ama onun neden olduğu hatalardan dolayı Chicago'nun defalarca yediği 3'lüklere de tanık olduk açıkçası.

Son yılda çok daha iyi bir düzeye ulaştı.Daha istikrarlı ve kısmen zeki bir skorer oldu.WNBA'e de fırtınalar estirerek başladı.Ancak 2 tarafta da Sylvia Fowles'la oynayan biri olarak liderliği Fowles'a daha istekli vermesi kariyerinin çıkacağı çıtayı belirleyecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder