28 Temmuz 2012 Cumartesi

Angel McCoughtry




Angel McCoughtry 2009 WNBA draftının hiç tartışmasız en iyisi.Hiç şüphesiz.Ama birkaç yıl sonra dünyanın da en iyisi olamayacağını kimse garanti edemez.Yetenekleri inanılmaz.Ama asıl inanılmaz olan sahip olduğu cesur karakteri.Fenerbahçe'de de forma giyen bu yıldızı tanımaya başlayalım.

LİSE KARİYERİ

McCoughtry 4 yıl boyunca St. Francis Lisesinde oynadı.Lisedeki son yılında 14 sayı 10.5 ribaund 3 asist ve 5 blok ortalamaları yakaladı, bu arada McCoughtry pota altı değil hatırlatalım.2003 yılında doğal olarak "Yılın Oyuncusu" seçildi.İlk ve son yılında MVP seçilmesi karakter özellikleri hakkında da bazı ipuçları veriyordu aslında.

KOLEJ KARİYERİ

Kolej kariyerini Louisville'de geçirdi.İlk yılında bütün maçlarda oynadı ve 7.4 ribaund ortalamasıyla bu kategoride takım lideri oldu.Notre Dame ve Seton Hall'a karşı 14 ribaund alarak kariyer rekorunu kırdı.İlk yılının en yüksek sayısı West Virginia'ya karşı 21 sayılık performansıydı.Ayrıca top çalma yeteneği de üst düzeydi.Takımın en çok top çalan oyuncusuydu.Blok ortalamasında da takımda 2. sırada yer aldı.Doğuda "Yılın En İyi Çaylak 5'i"ne seçildi.İkinci yılında ise doğuda "Yılın Oyuncusu" oldu.Eastern Ullinois'e karşı tam 41 sayı attı ve kolej rekorunu kırdı.O sezonu 754 sayı atarak bitirdi ve kolej kariyerinde 1.000 sayı barajını aşan 3. oyuncu oldu.Hem de sadece 2. yılını geçirirken.Bu inanılmazdı.Ayrıca bir sezonda 112 top çalarak bir sezonda en çok top çalan oyuncu olma rekorunu kırdı.Memphis'e karşı 11'de 11'le 24 sayı 10 ribaund yaptığı maçta unutulmazlar arasındadır ve bu maç sonrasında Cardinal Klasik MVP ödülünü kazandı.Ribaund kategorisinde kariyer rekorunu 18'e çıkardı, başarılar akıp giti.Doğuda yılın sayı-ribaund ve top çalma kralı oldu.

Ayrıca belirtmekte yarar var ki kolej kariyerinin 2. yılının sonunda ABD forması da giydi ve ABD'nin 1987'den beri Pan Am Oyunlarında altın madalya kazanmasında büyük rol oynadı.Turnuvada 12.6 sayı 5.6 ribaund ortalaması tutturdu.Saha içi isabeti %50'yken üçlük yüzdesi %70 gibi inanılmaz bir rakamdı.

Kolejdeki 3. yılında All-American takımına seçilmeyi bir kez daha başardı.Doğuda "Yılın Beşi"ne seçildi.İkinci kez Associated Press All-American şerefine layık görüldü.ESPN(2.beş), CBS Sports(2.beş), SportsPageMagazine(1.beş) ve Full Court Press tarafından All-American takımına seçildi.3. yılının sonunda 858 sayıyla bir sezonda en çok sayı atan oyuncu olma rekorunu kırdı, 2. yılında geliştirdiği rekorunu kırmış oldu böylece.23.8 sayı 8.9 ribaund ve 4.1 top çalma ortalamalarıyla bu alanda takımın lideriydi yine.Xavier kolejine karşı 21 sayı 10 top çalma 11 ribaundla triple-double yaptı.10 Aralık'tan 28 Ocak'a kadar bütün haftaların oyuncusu oldu.7 kez 30 sayıyı aşma başarısı gösterdi, sezonu 17 double-double'a bitirdi ve bu alanda doğu konferansının lideri oldu.Mart ayında WBCA Ayın Oyuncusu oldu.Tüm ülkede sayı krallığında 4. olurken top çalma krallığında ise 2. sırada yer aldı.

Kolej kariyerinin son yılında ise 23.1 sayı 9.3 ribaund ortalaması tutturdu ve Louisville'ı şampiyonluğa ulaştırdı.Doğuda yılın savunmacısı seçildi.3 kez doğunun en iyi 5'ine seçilme başarısı da gösterdi.Hartford Üniversite'sine karşı 1 triple-double daha yaptı.Kolejdeki kariyeri 2.779(20 ortalama) sayı ve 1.261(9.1 ortalama) ribaundla bitti ve bu alanlarda okul tarihinin en iyisi oldu.Sırda WNBA vardı.

WNBA YOLCULUĞU BAŞLASIN

2009 WNBA draftında ilk sıradan seçilmesi garanti gibiydi ve öyle oldu.İlk yılını 12.8 sayı 3.1 ribaund ve 2.1 asist ortalamalarıyla tamamlayarak "Yılın Çaylağı" oldu.Takımının konferans 2.'si olarak playoff'a gitmesinde önemli rol oynadı ve playoffları 19 sayı 5.5 ribaund 3 asist ortalamasıyla bitirse de takımının ilk turda elenmesine engel olamadı. 2. yılında ise inanılmaz bir çıkış yaptı.Sayı ortalaması 21.1, ribaund ortalaması 4.9, asist ortalaması da 3.1'e kadar çıktı.All-Star kadrosuna seçildi.Ligin en iyi savunma 5'ine ve en iyi 2. 5'e de girmeyi başardı.Takımı playoff'lara 4. sıradan girdi ancak kimse McCoughtry'nin tek kişilik bir destan yazacağını tahmin edemedi tabi.Baskı altında yükseldikçe yükseldi bir kez daha.2010 playoff'unda 26.7 sayı 5.4 ribaund 2.3 asist ve 2 top çalma ortalamaları yakaladı.Neredeyse tek başına finale çıkardı takımını.Konferans finalinde 42 sayıyla WNBA rekoru kırarken final serisinin 3. maçında da attığı 35 sayıyla bir final serisi maçında en çok sayı atan oyuncu oldu.3-0 elendiler finalde Seattle Storm karşısında ama sadece 2. sezonunu geçiren bir oyuncunun bunları başarabilmesi fazlasıyla etkileyiciydi.Zaten Seattle çok daha güçlü kadrosuyla finalin favorisiydi ve bu sonuç sürpriz de olmamıştı

OYUN TARZI

Hücum yetenekleri muazzam bir oyuncudan bahsediyoruz.Sayı bulma konusunda yöntemleri genel anlamda Taurasi kadar fazla diyemeyiz tabi ama topu üçlük çizgisinin içeriye geçirdiği zaman Taurasi kalitesine geldiğini bile söyleyebiliriz.O civarlardan her türlü sayısını bulabiliyor, stop jumpshot'ları orada attığı paslar fevkalade.Üçlük atma konusunda oldukça istikrarsız ve sınırlı, bu sorununu bir an önce halletmeli.Pas yeteneği de Taurasi veya Hammon kapasitesinde değil, bu da hücumdaki önemli defoları olarak göze çarpıyor.Ancak bu eksikliklerini örtmeyi iyi başardığını da söylemek gerek.Sürekli potaya gidip takımın ritmini bozan bir oyuncu olmadığı aşikar.Sahanın bir ucundan diğer ucunu uzun paslar atabilmesi önemli oluyor hücumun rahatlamasında.Hücumdaki yeteneklerinin Taurasi kadar şaşalı olmaması etkileyiciliğini de azaltabilir okuyunca ancak saydığım ve sayacağım iyi özellikleri o kadar üst düzey ve gelişmiş ki çoğu zaman durdurulamayan bir silah olması kaçınılmaz.



En büyük farklılığının penetre olduğunu söyleyebiliriz.Açıkçası ligin en iyi penetrecisi olduğunu düşünüyorum.Boşluğu bulduğu anda içeriye dalması bir kenara pozisyonları havada 2 kişiyi çalımlayıp bitirmesi veya 1 kişi karşısına çıktığında hemen yönünü değiştirebilmesi Rose'u bile andırıyor insana.Bu konuda durdurulma şansı fazla yok gibi, üçlük defosunu da böyle örtüyor zaten.Ama onun gibi bir oyuncu için üçlüğün affı yok, geliştirmek zorunda.

Ribaund konusunda ise pozisyonu için Taurasi de dahil herkesten daha iyi bir ribaundcu.Özellikle hücum ribaundlarunda tam bir bela rakip takım için.Atlanta'da herhangi bir oyuncu şutu attığı anda hücum ribaundu için pozisyon alma çabalarına başlıyor McCoughtry.Geçen yaz Dünya Şampiyonası'nda özellikle Westbrook'un yaptığı bir şeydi bu takım şutu gönderdiğinde hücum ribaunduna koşup rakip uzunların konsantresini dağıtmak.McCoughtry de bunu çok iyi yapıyor işte.

Savunmada ise oldukça elit.Rakibi önünde top sürerken top çalmak oldukça zordur ve bu anlarda top çalmayı en iyi yapan oyuncu belki de.Rakibinin attığı yetersiz pasları çalma konusunda zaten başarılı, ikisi bir araya gelince top çalma konusunda hiç sıkıntı yaşamayan bir oyuncu çıkıyor ortaya.Birebirde ondan kurtulmak da kolay değil.Pozisyonundan feragat ettiğini sık görmeyiz, savunmada yardıma gelme konusunda da başarılı ve asla bir zayıflık yaratmıyor savunmada.Zaten ortada sınırlı bir kadro varken bir takımı finale çıkartmak için hücumun yanında üst düzey bir savunmacı da olmak gerekir.Örneğin Dimitris Diamantidis.

McCoughtry önümüzdeki sezon Fenerbahçe'nin Penny Taylor'la birlikte en büyük kozu olacak.Önlerinde çok güçlü bir Galatasaray var ve McCoughtry, en iyi yaptığı iş olan penetreyi engelleme konusunda Sylvia Fowles ve Tina Charles karşısında olacak.Fenerbahçe belki takviye yapıp geliştirir kadro kalitesini ama McCoughtry gibi bir oyuncuya sahip olmak her zaman güvenilir bir ele sahip olduğunuz anlamına gelir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder