27 Temmuz 2012 Cuma

Yapmayın, Taurasi yalanına kanmayın!


Hep söylerim "en iyi" kavramını oluşturmak için derin bilgiler gerekir.Ancak buna da kimsenin bilgisi kolay kolay yetmez, o yüzden "en iyiler" hep bir senaryodur ve bu senaryo genelde tutar.Fazla da irdelenmez.Sadece Türkiye'de değil her yerde durum böyledir.

"En iyi"nin olmadığı yerde pazarlama da yapamazsınız çünkü.İnsanları "önde ve peşindekiler" senaryosunu seyre koymadan hiçbir şeyi cazip hale getiremezsiniz.İşinizi yürüten insanların ilgisiyse elinizden başka bir şey de gelmez zaten, ortaya bir tespit atıp diğer her şeyi etrafına dizayn etmek zorundasınız.Bunun için uğraşmalısınız.



İlgi alanım basketbol olduğu için bu alanda irdeleme yapmam daha doğru olur.Erkeklerin oynadığı basketbolda olduğu gibi kadın basketbolunda da saydıklarımın çoğu geçerliidir aslında.Farklı bakmak gerek, üzerimize diretilenin aksi yönünde düşünmemiz gerek ki tehlikenin farkına başımıza gelmeden varalım.

Sorun Taurasi'nin ta kendisi aslında.Kadın basketbolunda rekabetçiliğin zirvesidir Taurasi.Mağlubiyete olan hazımsızlığın zirvesi.Ama bu durum samimiyet sınırlarının dışında vuruluyor suratımıza.Rekabetin vurup kırmak olmadığını unuttuğumuz anda hep aşırılıklar geliyor ardından.

Böyle olmamalı işte, olay bu noktaya geldiğinde durumun rekabetçilikten çok aptallık olduğunu anlamak gerekiyor, rekabetin içine zekasını koymayan bir oyuncu çünkü Taurasi.

Aldığı hatalı 6. faulün ardından dakikalarca hakeme küfür edebilen, kaybettiği bir maçın ardından taraftarlara hareket yapabilen birine rekabetçi demek de istemezdim ama durum da bu malesef.Ama bunun gerçekliketen çok pazarlama olduğunu da yine hatırlatmak gerek.


Şöyle ki: Bir oyuncu hayatını şut merkezli oynuyorsa, en iyi basketbolcu ünvanını attığı zor şutlarla alıyorsa ve işler sıkışınca o zor şutların girmesinden başka bir çaresi kalmıyorsa nasıl en iyi oyuncu olabiliyor ki.Kazandığı 2 şampiyonluk bu tescilin belgesi olamaz da.

Ki bu gerçeği bütün Galatasaray'lılar da yaşadı.Penny Taylor'ın varlığı Taurasi'yi Türkiye'de bambaşka bir boyuta çıkarırken Taylor'sız bir Taurasi'nin bas bas bağırıp küfürler etmekten başka bir şey yapmayan biri olduğu gerçeği de Galatasaray'da gün yüzüne çıktı maalesef.Fenerbahçelilerin de Taurasi'ye bu denli sarıp ağır tepkiler göstermesi de ona verilen gereksiz değerden kaynaklanıyor.Karakterine değil basketbolculuğuna verilen gereksiz değer bu.

Halbuki benim için dünyanın en iyi oyuncusunun adı Taurasi'nin yanında anılmadı bile.Sylvia Fowles gibi bir oyuncuya sahipken, aynı zamanda Whalen,Sue Bird, Hammon gibi bir oyuncu da yokken Taurasi'yi almak en büyük zırvalıktı halbuki.Takımı ileri götürmek için yapılan bir hamle de kesinlikle değildi, olay politikti sadece.

Fowles hak ettiği değeri hâla göremeyedursun o kıdeme yavaş yavaş ulaşan, çok daha ötelere de çıkacak olan Candace Parker kadın basketbolunda durdurulamaz bir güç olma yolunda çok şiddetli ilerliyor.Yakında zirveye çıkıp pazarlamaların onun üzerinden başlayacağı da çok açık.Sorun şampiyon olamaması.Sonra neler olacağı belli zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder